Ve son olarak, Karlsruhe ekibi çoğu zaman şirket içerisinde geliştirilmiş olan çeviri teknolojisini kullanıyor. Bu durum, özellikle hibrit çalışmayı benimseyen ekipler için geçerlidir. Sebastian Stüker’in de dediği gibi “Herkes bu durumu iyi bilir: Bir toplantı sırasında toplantı odasında dört Alman varken konuşmalar tabii ki Almanca olur. Singapur’dan ve ABD’den bir meslektaş sohbete dijital olarak katıldığında ise, canlı çeviri sayesinde hala öğle yemeğinden mi yoksa projeden mi bahsettiğimizi hemen anlamaları mümkün olur. Dil engelleri hemen ortadan kalkar ve hep birlikte İngilizce devam etmeden önce bile kimse kendini dışlanmış hissetmez.”
Karlsruhe’deki Zoom İnovasyon Merkezini açarak Zoom yalnızca Almanya’ya bir AR-GE merkezi yatırımı yapmakla kalmıyor. Yeni ofislerde, ilgi duyan müşterilere en son Zoom özelliklerini ilk elden deneyimleme fırsatı da sunuluyor. Bu sayede, hibrit çalışma için en iyi ekipmanlardan bazılarına yatırım yapmanın küçük ve orta ölçekli işletmeler için neden karlı olduğunu da gösterebilmemiz mümkün oluyor.